2007nin en iyi korku filmleri

tarafından billmania Paz Ağus. 31, 2008 12:38 pm

Biraz geç de olsa 2007 yılının en iyi korku filmlerini sonunda seçebildik. Aday seçme aşamasında bile bu kadar zorlanmış olmamız ve bir sürü iyi korku filmini dışarıda bırakmış olmamız dikkate alındığında 2007 yılının korku filmleri içlin gerçekten bereketli bir yıl olduğunu rahatça söyleyebiliriz.

Öncelikle tüm adaylara yeniden bir göz atalım.

Alone, gerçekten tüyler ürpertici bir film. Yılın Korku Filmi yerine “Yılın En Korkunç Filmi”ni seçiyor olsaydık belki de Alone yarışı önde bitirecekti. Tayland yapımı film o kadar kaliteli (ve sürprizlerle dolu) bir senaryoya sahip ki, tüm bunların yanında bir de korkuyu doruklarda yaşatması kesinlikle Alone’u özel bir film kılıyor.

Planet Terror’e gelirsek… Evet, Planet Terror neredeyse “2007 – En İyi Korku Filmi” seçiliyordu. “Planet Terror’ün neresi korkunç?”, “Planet Terror korku filmi bile değil” gibi tepkilere rağmen tam seçmeye karar vermiştik ki, karşımıza çıkan başka bir film tüm planlarımızı altüst etti. En Korkunç Film’i seçiyor olsaydık adaylığın yanına bile yaklaşamazdı Planet Terror. Ama bu kadar orijinal ve bu kadar eğlenceli bir korku filminin yıllar sonra “kült” sıfatını taşıyacağından hiç şüphemiz yok.

2007 yılında gösterime giren iki tane birbirinden iddialı Stephen King filminden biriydi The Mist ya da bizdeki adıyla “Öldüren Sis”. Gerçekçiliği beyazperdeye yansıtmanın bu kadar zor olduğu başka bir hikaye aklımıza gelmiyor. Ama bugünün teknolojisi, Stephen King’in her yönetmenin işini kolaylaştıran muhteşem kalemi ve Stephen King uyarlamalarının usta ismi Frank Darabont isimleri bir araya geldiğinde muhteşem bir filmle karşılaşmamız kaçınılmazdı. Öyle de oldu…

1408 geçtiğimiz yılın en merak uyandıran filmlerinden biriydi. Stephen King’in (aslında o kadar da meşhur olmamış) kısa bir hikayesinden yola çıkarak beyazperdeye uyarlanan ve tüm dünyada aylar süren bir pazarlama sonucu gösterime giren film beklentilerimizin de çok üstündeydi. Klişeler vardı, film tek bir karakter üzerinde yoğunlaşıyordu, fakat bu noktada devreye giren John Cusack filmi en iyi ifadeyle alıp götürdü. 1408’i başından sonuna kadar nefeslerimizi tutarak izledik…

Gelelim Halloween’e… Gelmiş geçmiş en popüler korku serilerinden birini, hem de John Carpenter’ın elinden çıkan orijinalinin yeniden çekilecek olması keyfimizi kaçırmıştı. İtiraf ediyoruz ki en az ilk film kadar kaliteli bir yapımla karşılaşacağımızı tahmin bile etmiyorduk. Michael Myers’ın çocukluğunda da tanıklık ettiğimiz ve hayranlıkla seyrettiğimiz Halloween, 2007 yılının en cool filmiydi. Rob Zombie’yi korkuseverler olarak alkışlıyoruz.

Yılın Korku Filmi adaylarımız 5 taneydi. Öyle de kalması gerektiğini düşünüyorduk, Ta ki A L’interieur ile karşılaşıncaya dek… Fransız yapımı korku filmini seyretmeye başladığımızda kaliteli bir Fransız filminin ötesinde bir şey beklemiyorduk. Fakat dakikalar ilerledikçe suratlarımızda büyüyen korku ve şaşkınlık ifadeleri ve filmin bitmesiyle saatler boyu üzerimize yapışıp kalan etki anlatılmaya değer. Kanımız dondu! Sadece 2007 yılının en korkunç filmiyle değil, belki de son yılların en korkunç filmiyle karşı karşıyaydık. Korkuya alışık bünyelerin en az etkilendiği şekil olan “gore” tipi bir filmdi ve baştan sona filmde kan gövdeyi götürüyordu. Ama bunların hiçbiri A L’interieur’u anlatmak için yeterli değil. Film o kadar “gerçek” ve “yalın” ki, ilk yönetmenlik denemelerinin altından alınlarının akıyla çıkan Alexandre Bustillo ve Julien Maury’nin önünde saygıyla eğiliyoruz.